Kurumsal ortamı hava durumuna benzetebiliriz. Farklı bakış açılarını temsil eden paydaşlar sürekli etkileşim içindedir ve hep birlikte bir iklim oluştururlar. Beklentilerin karşılanmaması durumunda olayları “neden-sonuç” ilişkileri ile açıklamak yetersiz kalır çünkü farklı bakış açıları farklı neden-sonuç bağlantıları kurulmasına sebep olur. Bu da pek çok çatışmanın ve kilitlenmenin kaynağıdır. Harekete geçebilmek için sisteme bütün olarak bakmak, herkesin kısmen haklı olduğu düşüncesiyle ilişkileri ve örüntüleri görmek gerekecektir. Bu eğitimde “sistem düşüncesi” deneyimleme yoluyla işlenecektir.
Kurumsal organizasyonlar çok yönlü, çok katmanlı bir ilişki ağının yaşamakta olduğu canlı organizmalar gibidir. Organizmayı oluşturan pek çok aktör iletişim ve etkileşim halindedir. İşlerin beklentilere uygun gelişmemesi ya da istenilen sonuçların alınamaması durumunda, sistemi oluşturan aktörlerin olaylara kendi bakış açılarından açıklama getirmeye çalıştıklarını ve “neden-sonuç” ilişkisi kurarak kendilerini etkileyen diğer aktörlerle ilgili yargılar geliştirdiklerini yaygın bir şekilde gözlemliyoruz. Bu da sistemdeki görünür-görünmez çatışmaların, kısır döngülerin ve kilitlenmelerin en önemli kaynağıdır.
Sistem bakışı ve kurum kültürü
“Ne yapsak istediğimiz sonuca gidemiyoruz!” bu durumlarda en çok duyduğumuz repliklerden biri. Kısır döngülerin aşılabilmesi için sistemin tümüne üstten bakmak, ortak akıl ve sezgiyi harekete geçirmek ve hangi müdahalenin sistemde istenilen kırılma ve hareketi yaratacağını keşfetmek gerekecektir. Bir kurumda yaşayan temel değerler, inançlar, varsayımlar, alışkanlıklar kurum kültürünün temel taşlarını oluşturur. Kültür, süreçlerin yapılandırılmasını ve işletilme biçimini etkiler. Süreçlerde değişiklik yapılabilmesi de kurum kültüründe ne tür bir değişikliğe ihtiyaç olduğunun anlaşılması ile mümkün olacaktır.
Yargısızlık
Duruma “Sistem” olarak bakabilmek yargılarımızı fark etmeyi ve bir süreliğine askıya alabilmeyi gerektirir. Bu durumda farklı bakış açılarını dinleyebilmenin ve her görüşteki haklılık payını duyabilmenin kapıları açılır. Katılımcılarda bu farkındalığın yaratılması önemlidir.
Ortak sezgi
Kısır döngülerin aşılabilmesi için sistemde yeni bilgi oluşumuna gerek vardır. Her aktörün kendi haklılığını savunduğu bir ortamda sisteme yeni bilgi girişi olmaz. Yargıların askıya alınması ve farklı sesleri duyabilme becerisinin gelişimi ile sistemin tümünde neye ihtiyaç olduğunun sezgisel bir şekilde anlaşılmasının yolu açılır.
Sistem düşüncesi kavramsal tanıtımı ve deneyimleme
Bu eğitiminde temel amaç, problem çözme odaklı ve “Neden-Sonuç” ilişkilerini incelemeye dayalı analitik yaklaşımın özellikle karmaşık ilişkilerin anlaşılmasında yeterli olmayacağı yönünde bir farkındalık yaratmaktır. Sistem düşüncesi, örüntülerin (pattern) anlaşılmasına odaklanır. Bu çerçevede, katılımcılarda “yargısız kalma”, “dinleme”, “sezgileri kullanma” gibi becerilerin geliştirilmesi gereği hakkında farkındalık kazandırmak diğer bir amacı oluşturmaktadır. Bu bağlamda, kavramların anlatılması ve örneklerle açıklanması, sistem düşüncesinin anlaşılmasını kolaylaştıracak deneyimler ve bir kısır döngü çerçevesinde yapılacak grup çalışması ile konunun anlaşılması hedeflenmektedir.
İÇERİK
- Sistem kavramı anlatımı ve örnekler
- Sistem simülasyonu
- “Yargıları askıya alma” ve “dinleme” kavramları üzerine çalışma
- Grup çalışması ve “ortak sezgi”nin ortaya çıkarılması
- Sistem düşüncesine ihtiyaç duyulacak alanların değerlendirilmesi
FORMAT | CONCEPT
- Sistemdeki temel aktörler ile (15-25 kişilik grup) yarım günlük atölye çalışması olarak yapılır.
- Çalışma öncesinde kimlerin katılması gerektiği belirlenir.
- Çalışma sırasında katılımcıların gerçek vakaları malzeme olarak kullanılır.
- Konu kavramsal anlatım ve interaktif çalışma olarak işlenir.
- İki lider ile yönetilir.