Niyetimizi ve söylemek istediklerimizi, kırıcı, ortama netlikten çok duygusal karmaşa getiren, haklı ve haksızı arayan bir dilde ifade ettiğimiz her an toksik yani zehirli bir iletişim davranışı sergiliyoruz. En bilinen toksik iletişim davranışları “suçlama, savunma, iğneleme ve duvar örme”dir. Bu dil ilişkilerdeki güveni azaltacak, verimsiz çatışmaları artıracak ve iş birliğini zayıflatacak niteliktedir. Oysa iletişimin daha açık ve temiz hale getirilmesinin ve güçlü bir iş birliği zemininin oluşturulmasının yolu vardır.
Kendimizi ifade ederken zaman zaman toksik iletişim alanına girmek ne kadar doğalsa, toksik alandan çıkmak da o kadar mümkündür. Toksik iletişimin panzehirleri “açık iletişim” ve “dinleme”dir. Açık iletişim, niyetlerimizin, beklentilerimizin, ihtiyaçlarımızın, gözlemlerimizin, karşılaştığımız durumun bizde yarattığı etkilerin ve zihnimizde tetiklediği varsayımların açık bir şekilde ve uygun bir tutumla ifade edilmesini içerir. Dinleme ise, karşımızdaki kişinin zihninden, kalbinden ve gönlünden nelerin geçmekte olduğunun yargısız bir şekilde araştırılması eylemidir.
Mevcut iletişim kalıplarımızın fark edilmesi
Özellikle iletişimde bizi zorlayan durumlarda gözlem, beklenti, duygu/etki ve varsayımlarımızı ne kadar ve nasıl ifade ettiğimizi fark etmek önemlidir. Bu aşamada, niyetlerimizi karşıya ne kadar aktarabildiğimizi, objektif gözlemlerimize yargılarımızın ne kadar karıştığını, duygularımızı ifade etmekte zorlanıp zorlanmadığımızı vb. fark etmek önemlidir. İletişimimize açıklık getirebilmenin en önemli koşulu, kendimizle ilgili farkındalığımız olacaktır. Neyin gözlem neyin varsayım ya da yargı olduğunu, karşılaştığımız durumun içimizde ne gibi duyguları harekete geçirdiğini, tam olarak ne istediğimizi bilmek mesajımızın en doğru şekilde aktarılması ve anlaşılması için gereklidir. Bu anlamda, kendi zihnimizdeki netlik iletişimimize de netlik kazandıracaktır.
Açık iletişim kalıbı
Gözlemimizin (yaşadığımız durumun), bu durumun bizde yarattığı duygu ve etkinin, ne gibi varsayımlar ve düşünceler tetiklediğinin, aslında neye ihtiyacımız olduğunun ve tam olarak ne beklediğimizin boşluksuz bir şekilde ifade edilmesidir. Boşluk bırakıldığında, iletişimde bulunduğumuz kişiler bu boşluğu varsayımlarla ve yargılarla dolduracaktır.
Tutumlar
Boşluk bırakmayacak şekilde bizde olanı aktarmak kadar, bunun duruma uygun bir tutum çerçevesinde aktarılması mesajımızın etkisini güçlendirir. Aynı içerik, güven, saygı, merak, otorite, samimiyet, eğlence gibi farklı tutumlar içinde verilebilir ve etkisi farklı olur.
Kısır döngü
İletişime daha fazla açıklık getirmek, su altında kalan önemli bilgileri su yüzüne çıkarma eylemidir. Herkesin sadece kendi bakış açısını aktardığı iletişim biçiminde sisteme yeni bilgi girişi olmaz. Diyalog içinde aynı cümlelerin tekrar ettiğini ve iletişimin bir kısır döngüye girdiğini gözlemleriz.
Dinleme
Kısır döngüler iletişim ortamında daha fazla bilgiyi su yüzüne çıkarmamız gerektiğine dair en güçlü ipucudur. Bu durumda karşı tarafın ne gözlemlediğini, ne gibi etkiler yaşadığını, ne gibi varsayımları ve inançları olduğunu, ihtiyacını ve beklentisini yargısız bir şekilde araştırmak gerekir.
İÇERİK
- Mevcut iletişim kalıplarının fark edilmesi
- Toksik iletişim
- Açık iletişim
- Tutumlar (meta skills)
- Dinleme
- Diyalog (açık iletişim ve dinleme aktivitesinin birlikte yapılabilmesi)
- Takdir
FORMAT | MANAGEDWS
- 12-14 kişilik gruplarla yapılan bir ya da iki günlük interaktif eğitimdir.
- Katılımcıların gerçek iletişim vakaları malzeme olarak kullanılır.
- Role-play ya da doğrudan katılımcılar arasındaki diyaloglar ile etkileşimli bir şekilde yürütülür ve eğitimciler ve katılımcıların anında gözlem ve geri bildirimleri ile geliştirilir.
- İki koç tarafından yürütülür.