Finans Sektöründe Kurumsal Mimari Yaklaşımı

Finans sektörü Türkiye açısından lokomotif sektörlerden birisidir. Ticari çarkların dönmesini sağlayan dinamizmi sağlayan, ancak gerekli denetim altyapıları ile çok net kuralları olan ve böylece global olarak kıyaslandığında sağlam bir duruşa sahip, tutarlı bir süreklilik ve büyüme gösteren bir sektör.

Sektör kuruluşları, pek çok alanda olduğu gibi bilgi teknolojileri konusunda da öncü olmaya devam ediyorlar. Ancak finans sektöründe teknolojik yapıların bu şekilde artması, yönetilmesi ve denetimi giderek zorlaşan yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Hem kanalların ve ürünlerin çeşitlenmesi, hem güvenlik konularının çok daha yüksek seviyede ele alınması gereksinimi, hem de artan denetim baskısı, müşteri memnuniyetini de en üst seviyede tutma çabaları ile de birleşince, birtakım yönetim modellerini benimseyip uygulamadan, yönetebilmek neredeyse imkansızlaşıyor.

Kurumsal mimari bu konuda en uygun yönetim stratejilerinden birisi. Temel olarak kurumların misyon, vizyon ve hedeflerine hizmet eden bilgi, teknoloji ve süreçleri, değişimleri ile birlikte yönetmeyi amaçlayan bir strateji. Değişimleri yönetme motivasyonu ile hem mevcut mimariyi, hem de ulaşılmak istenen mimari yapıyı ve bu dönüşümün detaylarını içerir.

Kurumsal mimarinin temel faydaları

  1. Üst yönetimin beklentileri ile uyumlu bir kurumsal işleyişi güvence altına almak
  2. İş kurallarının tüm kurum genelinde doğru olarak uygulanmasını sağlayacak standartlaşmış bilgi akışı ile uçtan uça bütünleşme sağlamak
  3. Kurumdaki hertürlü değişimi yönetmek ve yürütmek
  4. Sistem ve uygulama geliştirme, modernizasyon ve kaynak kullanımı alanlarında en doğru konumlandrımayı sağlayarak pazara çıkış sürecini kısaltmak
  5. Etkin bir teknoloji ve uygulama portföy yönetimi sağlayarak BT projelerindeki yatırım geri dönüşlerini yükseltmektir

Aslında kurumsal mimari felsefesinde otomasyon projeleri öncesinde mutlaka süreci uçtan uca görmek ve bunu baz alarak optimize ettikten sonra gereksinimi ortaya koyarak projeye başlamak yaklaşımı var. Böylelikle gereksiz adımları ve aşamaları öncelikle elimine ederek, otomasyon için gerekli kaynakları en etkin şekilde kullanmak mümkün olmakta. Noktasal bakılan otomasyon projeleri, ana süreçlere katkıları irdelenmeden hayata geçirilmeye çalışıldığı takdirde, ciddi verimsizlikler ve beklenen getrileri sağlamamak şeklinde olumsuzlukları da berberinde getirecektir.

Bir anlamda mimarlık disiplininin de temelindeki felsefe aslında; yani hayata geçirmeden önce tüm çevre faktörleri de dikkate alarak modeli yapmak, işlerliğini analiz etmek, sonra yapımına geçmek veya bir değişiklik yapılacaksa önce mimari değişim projesi ile yapılabilirliğini görmek ve sonra işe başlamak şeklinde. Zaten kurumsal mimari profesyonelleri de benzer yaklaşım ile teknoloji ve iş birim yöneticileri ile sürekli dirsek temasında olarak bir anlamda farklı disiplinler arasındaki köprü görevini yerine getirirler. İş biriminin ihtiyacı ile yönetimin beklentilerini anlayarak, teknoloji ve uygulama uzmanlarının anlayacağı şekilde ifade edilmesini sağlayacak ortak bir dil geliştirirler. Bu yaklaşım, bilgi teknolojileri yatırımlarının önceliklendirmesi açısından son derece objektif bir değerlendirme ortamı sağlar ve bizzat işi yapacak uzmanlara da daha hızlı ve temiz çıktı üretebilmek yönünde destek sağlar.

Bu ortamda çok dikkat edilmesi gereken bir konu kullanıcı alışkanlıklarını dikkatli dinlemek ve mantıksal bir çerçevede hareket edilmesini sağlamaktır. Kullanıcıların “ama biz bunu hep böyle yapardık” veya “önceki sistemde yapılamadığı için bir arka yol olarak bunu yapıyorduk” şeklindeki tanımlamalarına dikkat etmek ve ana süreçlere değer katmayan çabalara girmeyi engellemek gerekir. Gereksinim belirleme, iş birimi ile bilgi teknolojileri birimi arasındaki bir işbirliği sürecidir. Modellenmiş iş süreçleri üzerinde bu çalışmaları yürütmek hem takımların ortak bir dil kullanarak birbirilerini daha iyi anlamaları, hem de duruma daha gerçekci bakabilmeleri açısından çok önemlidir.

Kurumsal mimaride farklı seviyede katmanlar yer alır. En üst seviye politika katmanıdır. Burada vizyon, misyon, standartlar ve benimsenen pratikler ve stratejiler yer alır. Kavramsal katman kavramsal veri modeli, üst düzey gereksinimler ve süreç modelleri ile veri süreç matrislerini bulunduğu seviyedir. Bir alt katman olan çözüm katmanında mantıksal veri modeli, detay süreç modelleri, iş kuralları ve veri özellikleri bulunur. En alt seviyede ise uyarlama katmanı içerisinde veritabanı tasarımı, uygulama arayüzleri, uygulama modülleri ve detaylı ağ tasarımları yer alır.

Bu tür çalışmaları ve seviyelendirilmiş kurumsal mimari yapısını oluşturmaya yönelik süreç modelleme ve kurumsal mimari araçları geliştirilmiştir. Süreçlerin uçtan uca, tüm bileşenleri ile modellendiği bu tür yapılar kurum işleyişini görebilmek , işleyişe hakim olmak ve değişime yönelik etki analizleri yaparak değişimi sağlıklı şekilde yönetebilmek açısından çok zengin olanaklar sunarlar. Süreç çeşitliliği ve karmaşıklığı anlamında finans sektörü başı çeken sektörlerden birisi olması nedeniyle bu gereksinim ön plana çıksa da, tüm sektörlerdeki firmaların bu bakış açısını benimseyerek teknoloji projelerine devam etmeden, biran önce buna benzer bir bakış açısına geçmesi gerekir.

Ayrıca kurumsal mimari, altı sigma, yalın hizmet ve üretim çalışmaları gibi detaylı kalite çalışmaları yapan kurumların da bu amaçla konumlandırmaları gereken yaklaşımların başında yer alır. Sözkonusu kurumsal mimari araçları, finans sektöründe bu tür kazanımlar sağlamanın yanısıra uyum gereksinimlerini karşılamak yönünde de ciddi avantajlar sağlamaktadır. Örneğin, süreç odaklı bir bakış açısı getiren ve süreçlerdeki risk ve kontrol noktalarının tesbitini de içeren bir denetim konusu olan “yönetim beyanı” banka üst yönetimlerine ciddi bir sorumluluk yüklemekte ve bu tür araçlar olmaksızın buna yönelik çalışmalarda yeterli etkinlik sağlanamamaktadır.

keyboard_arrow_up